Duran Taraklı / Yaşamdan Kesitler

Error message

Warning: count(): Parameter must be an array or an object that implements Countable in room_reservations_node_access() (line 286 of /homewww/webadmin/wwwmiys/sites/all/modules/room_reservations/room_reservations.module).
Sunuş
Oldukça uzun bir ömür yaşadım. Yaş haddinden emekli oldum. Kırk dört yıl üç aylık hizmet süremin tümü kamuda geçti. Çalışma hayatımda doğal olarak çok şeyler yaşadım, çok şeylere tanıklık ettim. Bunları yazmak istedim. Şu anda da bunun için bilgisayarın başına oturmuş bulunuyorum. Ancak beni rahatsız eden bir konu var. Bu konu beni çok düşündürmekte ve endişelendirmektedir. O konu da şöyle özetlenebilir: İnsanın hafızasında olağan akışında cereyan eden konulardan çok, sıra dışı uygulama ve söylemler yer ediyor. Bu konuyu yazıya döktüğünüzde de karşınızdaki aptal, siz akıllı duruma geçiyorsunuz. En nefret ettiğim görünüm. Hâlbuki ne karşınızdaki aptal ne de siz ondan daha akıllısınız. Bakalım bu çelişkiyi nasıl çözüme ulaştıracağım. Henüz bilemiyorum. Yani, kervan yolda düzülecek. Başarılı olabilirsem ne mutlu bana.
Yine büyük bir eksiklik ve kusur. Hiçbir kayıt yok. Yazdıklarım tamamen hafızama dayanıyor. Bu nedenle hata yapmamak için elimden gelen özeni göstereceğimden ve aradan uzun yıllar geçtiği için zamanın hakemliğinde olabildiğince tarafsız olacağımdan emin olmanızı dilerim.
DuranTaraklı 
Ankara, 26 Eylül 2015

Giriş
Çocukluğumdan beri gördüklerimi ya da yaşadıklarımı hep yazmak istemişimdir. Hem de onlarca kez. Ama bir o kadar da vazgeçmişimdir. Vazgeçmenin ana nedeni, yaşadıklarımın ya da gördüklerimin hiç de özgün bir yanının olmamasıdır. Sıradan mı sıradan bir yaşam, bundan kime ne ki? Diğer yandan yazacağım konularda en ufak bir kayıt almamış olmamdır. Her şeyin hafızama dayanılarak ilk defa kâğıda dökülecek olmasıdır.
Ama bu sefer oturup yazmaya karar verdim. Amaç örnek alınacak bir yaşamım olmasından değil, yaşadığım zamana ve mekâna ayna tutabilmektir. Böylece belki birileri bir insan ömrünün süresince neler olmuş, neler değişmiş onu öğrenebilirler. Hatta çoğu kez bir çocuğun ya da bir yetişkinin diz boyu aptallığına da şahit olabilirler. Dolayısıyla kendilerince bir sonuç çıkarabilir ve bir değerlendirme yapabilirler. Bu da benim bu uğraşımın boşa gitmediğinin delili olur.
Sorunların en başında hatırlayabildiğim konuların en erken hangi yaşıma kadar gittiğidir. 1933 doğumlu olduğumu biliyorum. Anacığım, “Kışla önünde Cumhuriyetin 10. Yılı kutlamaları vardı. Karnım burnumda bu kutlamalara gitmiştim, o günden tam 20 gün sonra doğdun” demişti. Böylece doğum günüm olarak 18 Kasım 1933 gününü saptamış oluyorum.
İlk hatırladıklarım üç yaşımda mı, yoksa dört yaşımda mı başlıyor bunun pek ayırtında olamıyorum. Hatta bu yaşlardaki hatırladıklarım birbirine de karışabiliyor. Ancak sünnet olduğum beşinci yaşımı ve ilkokula başladığım 1940-1941 ders yılını başlangıç noktası alarak diğer yazdıklarımı oldukça isabetli olarak sıralayabiliyorum. Okuyanları sevgiyle selamlıyorum. Hoş geldiniz.
Duran Taraklı,
Ankara, 7 Kasım 2014